Efsane Alpistan
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Oyunlar
  Tarihi Yazılar
  Ziyaretçi defteri
  TV
  Video
  ANKETLER
  Destan-ı Rodos
  Kuruluş Dizisi-1
  Saldırgan Senaryolar 1
  Saldırgan Senaryolar 2
  Saldırgan Senaryolar 3
  Saldırgan Senaryolar 4
  Saldırgan Senaryolar 5
  Saldırgan Senaryolar 6
  Yönet ve Fethet
  The Sims
  Saldırgan Senaryolar Oyunu
  Southpark sezon1 bölüm1
Destan-ı Rodos
1.Bölüm
               Sabahın kazaya,öğlenin nafileye kaldığı bir vakitti.Güneş’ten kopan bir ışık Dünya’yı yakı-
yordu.Bir kalyon denizi yarıyor,parçalıyordu. Maksimillan,güle hoplaya gemi yönetiyor,arada bir 
emrediyordu.Karavaşın teki gelip:
-“Usta,nire?”                                                                                                                                       Maksimillan:
-“İşini yap,gerisin sorman!”                                                                                                              Karavaş tüyer.Gök yarılır,içre bulunmuş şimşek çıktı ortaya.Sonra bir fırtına ve sonra Güneş ve bir ticaret gemisi…
Maksimillan bağırdı:
-“Ticaret gemisi!Köşeyi döndük!Karavaş,bayrağı seç!”
Karavaş:
-“Türk,Has Türk.Hem de Osmanlı!”
Maksimillan tereddüt ettikten sonra şöyle dir:
-“Saldırın!”                                                                                                                                                         İmdi edgüce yanaşır.Türk kahramanı Kütükçü Salih,ikizine üzülür.Toparlandıktan sonra devrilir
gözcüye:
-“Bir kalyon görünür,kimler?”
Gözcü:
-“Bir kalyon tüccarı kırması!”
Kütüğünü hazırlayıp:
-“Hazırlanın!Destan başlıyor!”
Yirmi pare top atışı sonrası savaş başlar olur.Değme yiğitler iplerden sarkar olur.
Savaşın bile ağzı açılır.Maksimillan’ın küffarları,Kütükçü Salih’in serdengeçtilerine saldırır.Kütükçü urur,korsan urulur.Feryatlar,zırlamalar,bağrışmalar…Sonra Mert Alp’in tekbiri,uruşu ve bağırışı…            Bir ara Maksimillan sinsi bir yaklaşımla Kütükçü Salih’in dibinde biter.Kütükçü,arkasına bakınır                    ve kızar.Kütük inecekken,havada kalır ve sonrasında düşer.Kolu kesik,soluğu bezik,
yenilgiyi sezik Salih dir:
-“Bre hey!Beni yaralamak kimin haddine?”
Kahkahalara boğulan Maksimillan,Salih’in kılıcını kapar.Mert Alp,yardıma koşar,engellenir.
Esir komutanlı birlik,bozguna uğrar.Kalan sağlar bizim değil,onların esiri olur.Kayıkların
işbaşı vaktinde otuz beş esir,kayık çeker.Meşin kırbaç şakladı,acun feryat toldı.
Maksimillan kahkahaya,yigitler kırbaca boğuldu.Rodos yolu göründü.
 
 
                                                         
             2.Bölüm   
                      Rodos kavruluyordu.Arada bir bulut gelip gidiyordu.Sen Jan askerleri nöbet          tutup,kızıyordu.Bu sıcakta niden buradalar?Sormak için kalkan asker,komutana yakın durdu.                 Sonra bakındı,bir kalyon demir almıştı.Ardından otuz beş değme yiğit kırbaçlanarak gelir olur.
Kurdun gücü çakalı geçecek mi?Az sonra bu soru da cevaplanır.Tepiklenip duran Mert Alp,
tekmeyi indirir.Feryat dağılır,Sen Jan küffarları kahkahayı basar.Mert Alp:
-“Yıldırım Mehmed topunuza düşerse şaşman!”
Meşin kırbaç şakladı,Mert Alp bağırdı.Ürek yırtılup demir surlarun ardındaki demir
kalenin içreki ardı yanık,önü biçare,ötesi duyulmaz demir parmaklıklar açılır olur.
İnim inim yalvarışlı adamlar,ahlar.Otuz beş değme yigide otuz beş kararmış
zindan kapısı aralanır.Büsbütün biter yigitler.Serdengeçtileri toplamak uğruna Mert Alp:
-“Dayanın ağalar!”dir.Tıkılıp kalıverirler küffar zindanlarına.Otuz beş yigide otuz beş                                  fare düşer olur.Glassios kahkahayı basar:
-“Yigitliklen bitiveren iş değil fare tepelemek.”
Ak saçlı koca bir dede,kapının eşiğinde belirir.Deyiverir Kütükçü’ye:
-“Kara saçın aklanmasın,yiğitliğin azalmasın,yigitlerine aydın ola.Sen ne aran burada?”
Mert Alp atıldı:
-“Bre!Sen kimsin,necisin,nidersin?”
Ak saçlı koca adam:
-“Be hey!Ben Fişek Remzi.”
Mert Alp:
-“Men Mert Alp.Fişekliğin zindanda mı işler,seferde mi?”
Fişek Remzi:
-“Meraklanman,durumdaşız.Sen gibi men de yiğitlik gösterip harp eyledim;velakin
esir düştüm.Zindana tıkıp prangaya doladılar.Halüm nedür görür müsünüz begler?”
Glassios işitince davrandı.Geliverdi yanları:
-“Halün edgüdür yine,yaşarsın.Derin soyulmadı ya?”
Remzi edgü açar kapıyı,imdi davranır breler.Çığlık çığlığa kaçışır Glassios.
Muhafızlar yetişir bura.Salih,pala kılıcı suratına çalar küffar oğlu küffarın.
Sığışırlar birbiri üzerlerine.Sona irer kavga ve de yavuz yenilir breler.
Tekrir tıkılırlar hapse.Kütükçü kurtulur andan sonra.Kaleden kaçup geminin yekini
alıp basar Osmanlı’ya doğru.Peşi peşince yol tutar olur küffar yığını.
Ardınca gidüp yetişmeye kalkarlar.Ne yetişirler,ne de vuruşurlar.
Geminin güvertesi içre bir sadak bulur olur Salih.Yayın kavisin sıkar olur,andan
sonra gevşetir olur.Eşsiz menendsiz bir hızla küffarın gözbebeğine iner olur.
İnim inim feryatlar yükseldi göklere.Fark attı Mert oğlu Mert’imiz küffara.Yedi fersah
Gidüp Muğla’ya dalıverdü.Artık güvende idü.Küffar,surlar beri cihetinde kalakaldu.
Kıza bağıra gerisin geri döndüler.
                                                     
                                                        
           3.Bölüm
                                                                                                                                                                                                                                   
Kök,kızıla boyanup,Gün Batı iline harekelendi.Yek başına bir süvari,sarayın                                        kapısın beri durur olur.Kapunun kolun çevirir.Muhteşem Kanuni’nin önünde durakladı.
Selamın verir olup alır oldu.Mevzuya geçer olar.Söze şöyle başlar eyler:
-“Haniydi bir yigit var imiş,küffara bela olar imiş,vah ki imdi prangalı karavaş!”
Kanuni lapa misali karışur gider.Ardı sıra sorar olur:
-“Fişek Remzi’me niderler,halü nedür;edgü mü yavuz mu?”Kütükçü’nün beklenmedik 
cevabı Kanuni’yi şaşırtur.Bu idü cevabu:
-“Her ikisin de!”
Kanuni:
-“Alenen konuşuver be Salih!”
Kütükçü:
-“Biz esir idük,o değildü;biz uruşur idük,o bakınup kaldu;men kaçup kurtulup geli-
verdum,gerisi Remzi ilen kaldu idü.Anlamak reva mı hünkarım?”
Kanuni düşünür olur.Pek de düşündü,düşündü.Mimar Sinan atıldı:
-“Hünkarım,,lakaptaki “Fişek” ne demeye gelir?”
Kanuni,hazırcevaplıkla böyle dir:
-“Helbet fişek misali hoplayıp zıplamak ve de ok misali küffar üzre inip indirmedir.”
Kanuni davrandı,mevzuya geçilür.Kanuni:
-“İki bardak hurma şerbeti istiyoruz!”
Hurma şerbetleri gelir olur.Kanuni:
-“Meh,buyur.”dir ve andan sonra Kanuni:
-“Remzi imdi nider?”
Kütükçü:
-“Deyüp durak ya hünkarım,prangalı esir diye.”
Kanuni:
-“Beli.Meşvereti toplayak agalar.”
Karar virilir ve de meşveret toplanur.Salih söze girir olur bir anda:
-“Agala,imdi biz nideriz?Biz burada eğleşerekten vakit mü kazanıruz sanırsınız?
Küffarın yeki biz ilen dalga ilen fırtına geçir olar,bizse bakınup duru!Agalar,
toplanın toparlanun;geçelüm Rodos’u,haklan kurtaralam pek de muhterem
yigitlerimizi!”Hemfikirlik burada yaraşur.Anınçün hazırluklara bakılur.
Acep kangı yolın tutmalı?Bunun bilüp eyleyen Mimar Sinan ilen Barbaros
Hayrettin Paşa orduyu komutalık ider iler.Yolcu pek de yolında gerektür.
Yolın tutar olur epey de muhterem ordumız.
                                                   
                      4.Bölüm
Ak ilen pak Akdeniz,Rodos’un yükün taşır olar.Rodos’un küffar serkeşlerün yüzün                                                  yüğüşün ardı sıra yek bir martalos epey de solugun soluguna gelüverür.Söze acele ilen girüverdü:
-“Osmanlı!Epey de yolın tutdı.İmdi edgücene gelüverur iler.Men ilen siz bozgına hazurlanun.”
İlkten buzuldan çağ ilen devür yaşanur.Pek de muhterem ordunın epey de yorgın halü bakı-
nulmazdu.Amma da haberlerü alunmıştu.Kahkahanun basılup alındıgı andu.Glassios:
-“Teh,Osmanlı çapaçullarun mı esürü olarak?Onlarun kılıcun beş ve de on mislü bizüm yek
palanun bedelü!”                                                                                                                                                                       Hemfikür olan da vardu ve de içerleyenü.Küffar meşveretün kurular olar.Andan sonra karar                                    virilür,ardı sıra söylenür.Pek de kızdırıcu bir laf idü:
-“Karavaşın alemün yakup gömün;cesedün bırakup heman gitmen,cigerün ısrup kemirün,
azıcık zulüm!”                                                                                                                                                                       Duyanun tüymesü şaşulacak gibilerden degüldü.Fişek misalü hoplayup zıplayup uran Remzi,                             menendün gösterüp eyleyebilecek mü ki?Hemdi neyce eyler?Bakaduralum.
Fişegün alevün yakar olur.Aştı da geçiverdü yirmi altıyu.Kök dag delinür,fişegün gücünde                                    yükselür olur.Kök dag inletür fişegün alevü.Alevün inüp yeryüzün yakmaz oldı bu seferlük.
Fırladu gitdi kökün içre.Anın ardı sıran inim inim feryadın togdı küffarın Glassios,
Gerisün gerü bakadurar.Menfurın bakışu tavuklaşuverür epey de az sonra.Kaçmanun                                                      yolın arar olur.Şuncacık ordıyu bırakup gidiverüp,andan sonra Venedik Dükü ilen kesenün
şişirüp,topragın kazanup,halkun ezüp ıcık vıcık edüp,Kahkahanun basuverivermek vardıydu;
Velakin halkun başkaldurdıgı vaküt neylerdü?Bu cihetün de hesaplamaluydu. Toparlanur,                                  edgücene davrandı:
-“Saldırın!İsa hakkı içün!”
Bunın ardu sıran Mert Alp,nidanun basar olur:
-“Breler!Biz ne durup duru?Yetin breler!Urup alun breler!Bagımsızlugun alur olun breler!Hayda
toplanun breler!Kurtlugun gösterüp çakalun urun breler!Allahuekber!”Coşkın sellerün akup                                     durdugu misalün coşar olarlar.Hepisi birden:
-“Allahuekber!”Pek de muhterem düşer olar iler.Fişegün alevün yayuldı,birden otuz baş alevün
yakılur.Küffarun için otuz baş kurt düşer olur.Çifte kurt,çifte korku,çifte kaçuş…Bebegün misalü
ağlayup kaçuverüvermektür.küffarun işi göcü.
Maksimillan:
-“Durun!İsa hakkı çün!”                                                                                                                                                            Boş boş konuşıp dururmüş hayret!Kendün işün görüp durur olar,düşünür eyler.Sinsicene gülüşü-
verur. Tuzagın kurmaya duru.İntiharun küffarun yerün alur.Kalyonın yolın tutulır.Kıyınun çizgün
geçer eyler.Mert Alp’ün közün kayurverüverdu kıyınun şeridün.Közün dört mislün
açılur olar.Agzun baş mislün yeryüzün kayır.Kök tag inletüverüveren bir yankıdur gitdi:
-“Begler!Kaçun ola!Kaçun ki kalyonın altun cihetinde kalmayak!”
Ekincüden kısadur kısa bir çag ilen devür yaşanur.Ardı sıra kırılur ordunın düzenu ilen nizamu.
İnüm inüm feryadun tutar eyler iler.Böğrüşüp duru mertcene yiğitler.Andan sonra tekrir tıkılur ılar                        yavuzcana yigitler.Acıludan yek bir gün geçilüverüverür.                                                                                                                                                                                                                                                                      
 
 
 
                                                              
                                                                             
                                                                        5.Bölüm
İlkün fecr togdı ilen imsakun ola,imsakun içre istirahat ola.Muğla’nun tagluk,soğugun soğurur olar.
Ordunın tutma yerü ola bu tagluk.Uyurgezerün tavru ilen dolanup dolaşırlar.Ardı sıran tutar olarlar.
Serinlük ilen esenlük geçiverüverür usulcasına.Çadır ilen çergiler kuruluverilür.Al ilen ak
aşlarun katılur.Pilavun ilen cigerün katılur çömlegün içre.Ozanun ilen aşıgun türkü yayılur yassu                                   yatay taglara.Yuvarlak yuvarlak közlerün toldı yaş ilen.Hakkun helalün eylenür ozanlar ilen
aşuklara.Andan sonra namazun kılınur.Sünnetün ardu sıran şudur dua okunır:
-“Ya Hayyu ya Kayyumu ya Zel celali vel ikram eselüke en tuhyiye kalbi binuri ma’rifetike
Ebeden ya Allahü ya Allahü ya Allahü ya bediassemavati vel ardı.”                                                                                 Yek degül,ikü degül,tamun tamuna üç dene okındu.Ardın sıra farzun kılınur ve de tesbihün çekilür.                               Andan sonra ısa duanun eylenür.Andan sonra ısa düzenün ilen nizamun durulur.Kanuni söze
girir olur:
-“Pulak Mustafa Paşa!Seferün önderün ilen liderün sensün!”
Pulak Mustafa Paşa’nun şevkün diyecek yok idü.Heman gider eyler haşmetmeapın yanı berine.
Elün öpüp duru durmaksızın.Ardı sıran şunı diyir:
-“Saltanatun eksilmesün,seferlerün eksilmesün,uçmağa gider ola,tamudan uak ola!Adı güzel Kendi
güzel Hz.Muhammed’in (s.a.v) yüzün göre.Ma’şuk’ın yüzün göre ya haşmetmeap!”
Sultan duygulanur,közlerü buğulanur.Ardı sıran ağlaur.Pek de muhterem Kanuni:
-“Lebünün bal damlayup ak ilen paklıgına kurban olam!Ne de gözel ve de ne de ala yek leb maliksün!
Seferün liderlügün yaraşur!”
Devr ü alem yaşa bogulur olur.Andan sonrası Allah Kerim idü.Kanuni emrü pek de umudın verür
eyler bu söz ilen:
-“Derhal hazinenün ilen muazzamun on bin mislü fevkalade yek han yapula!Ardı sıran da secde
eyleyenü bol ola bir cami yapula!”
Eller ilen kollarun sıvanasu ordu!Dağ ilen taş yarıla ordı cami ve de sığınak ola bir han yapa!İnşanun
ardı sıran kesilmeye bir ordunın şiü emegü.Taglıgun tagu taşu getirilüvere işbu sığınakluk
hanun ilen secde edilesü bol ola Rabb’ın evü çün.Bögrü yanuk bzkurtlarun nidanun coştırur
ve de tagun taşun biter ola ne de gözel ilen fevkalade hanun ilen caminün çün.Cami ilen han biter ola
caminün açırılup secde eylene ve de Gün te olıp barınulası han açula.Avullar kurulıp toy eylene
ki Seferün yolın şavklana ve de pösteki üzre çömelenile.Gayrısı etmek ilen kızgun kuzu etine.
Martalosın gezinür ve de yüzün muhteva avurtın gerile.Tilkinün misalü gülüverür.Arada
sıvışur olar.Ardı sıran kaçışur.Dostlarınun yanı beri divan durur olar.Mahiyetün virir olur
pek de muhterem ordının haberün.Şunı verip di eyledi:
-“Halü nice olup duracak işbu.
 
 
   
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol